BİYOGRAFİ
DR. ŞİVAN | SAİT KIRMIZITOPRAK
1935 yılında Dersim’in (Tunceli), Qısle (Nazimiye) ilçesine bağlı Cıvrak (Sarıyayla) köyünde doğan Sait Kırmızıtoprak’ın babasının adı Abbas, annesinin adı Zöhre’dir. 1938 katliamını tüm trajedisiyle yaşayan, babasının 1941 yılında vefat etmesi üzerine yetim kalan Sait 1944 yılında köyde ilkokulun yapılmasıyla dokuz yaşında okula başlar. 1949'da ilkokulu bitiren Sait Kırmızıtoprak Tunceli'de ortaokula başlar. 1949/1950 öğretim yılı sonunda girdiği Yatılı Bölge Okul sınavını kazanan Kırmızıtoprak, Balıkesir Lisesi Orta Okul ikinci sınıfından öğretime devam eder ve 1955 yılında buradan mezun olur. Aynı yıl Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi sınavlarına giren ve bu sınavı üçüncü sırada kazanan Sait Kırmızıtoprak 1955/56 döneminde İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi’ne yatay geçiş yapar.
Arkadaşları ile beraber Ocak 1957’de de “Tunceli Kültür Derneği” İstanbul şubesini açan Sait Kırmızıtoprak, Mart 1957’de Dersim’de bu derneğin yayın organı olarak “Ceride-i Dersim” adlı yerel bir gazete çıkarır. Bu gazetede yazı yazmaya başlayan Kırmızıtoprak, sonrasında “Akis”, “Forum”, “Vatan”, “Yön”, “Dicle – Fırat”, “Sosyal Adalet” ve “Milliyet” gibi gazete ve dergilerde yazılar yazar.
17 Aralık 1959’da tutuklanan ve tarihe 49'lar olarak geçenler arasında tıp öğrencisi Sait Kırmızıtoprak’da vardır. Harbiye’de tutuklu olduğu dönemde İsmet Özevcek ile nişanlanan Kırmızıtoprak, 27 Mayıs 1960 darbesi sonrası arkadaşlarıyla beraber Ankara “Soğukkuyu Askeri Cezaevi”ne nakledilir ve Mart 1961’de ise tahliye edilir. Tutuklu iken sınavlara giren Sait Kırmızıtoprak 1962 yılında İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi’nden mezun olduktan sonra Güdül ve Gemerek Hükümet Tabipliği ile Yunak Devlet Hastanesi Başhekimliği sonrası bir süre serbest olarak çalıştıktan sonra askere gider. 1965 ile 1967 yılları arasında Isparta’da asker iken bu dönemde Antalya’da yargılanan Sait Elçi ve diğer TDKP yöneticilerini ziyaret eden, mahkemelerine katılan Dr. Sait Kırmızıtoprak’ın yargılandığı 49 lar Davası sonuçlanmış ve karara göre Kırmızıtoprak, “Kamu haklarından men” ve Isparta’da “genel gözetim altında bulundurma” cezası alır. Yasal platformda siyaset şansını kaybeden ve sosyalist bir düşünce ve mücadeleden yana olan Dr. Sait Kırmızıtoprak bu tarihten itibaren Kürtlerin özgür kılınması ve bu mecrada mücadele verilmesini savunur. Kırmızıtoprak, Kürtlerin milli, siyasi, ekonomik, demokratik ve kültürel taleplerini kapsayan, örgütsel olarak modern, ilerici, devrimci, milliyetçi bir Kürdistan Partisi kurma düşüncesindedir. Amacı; Kuzey Kürdistan’da Kürtlerin bu haklarını gaspeden oligarşik yönetim ve onun militarist kadrolarına karşı silahlı bir mücadele gerekliliği ve zorunluluğu ile böyle bir parti vasıtasıyla profesyonel gerilla mücadelesinin verilmesidir. Ancak böyle bir mücadele için Türkiye ve Kuzey Kürdistan’da uygun ortam olmadığından dolayı bu mücadelenin alt yapısını oluşturmak ve aynı zamanda Güney Kürdistan’daki mücadeleye katkı sunmak amacıyla, Türkiye ve Kuzey Kürdistan’da bulunan arkadaşları ve etkin siyasal figürlerle görüşmelerde bulunduktan sonra, 4 Ekim 1969’da Çeko (Hikmet Buluttekin), Soro (Nazmi Balkaş) ve Reşo Zilan (Ahmet Kotan)’dan oluşan grupla Güney Kürdistan’a geçer. Güney Kürdistan’da IKDP tarafından kendilerine sağlanan kamp ile çalışmalara başlayan Dr. Şivan ve arkadaşları Güney’deki bu çalışmalar yanında özellikle sınır hattında örgütlenme çalışmaları yaparlar. Kuzey’de yaptığı bu çalışmalar sonucunda 28-29 Haziran 1970 tarihinde Ankara’da T-KDP’ni kuran Dr. Şivan ve arkadaşları için; “...Türkiye’de çözümü gereken birinci ve acil çelişki: Kürt millet gerçeği”dir.
Kurulan partinin amacı,
1- Birinci etap; Kürtlerin red ve inkarının kaldırılması, Kürt halkının resmen tanınması,
2- İkinci etap; Kürtlerin milli demokratik haklarının verilmesini/alınması,
3- Üçüncü etap; Kürt halkının, kendi kaderini bizzat kendisinin tayinidir.
Parti, Kuzey Kürdistan’da verilmesi gereken milli mücadele gereği Kürdistan’daki her sınıf ve katmanın yer alması gerektiğini savunur. Parti tüzüğünde; “Türkiye hudutları dahilinde yaşayan Kürt halkının ana tabanı, Kürdistan’ın geniş köylü kitleleridir. Bu nedenle partimiz; ana amaç ve hedeflerinin gerçekleştirilmesi uğrunda girişeceği eylemlerinde, Kürdistan köylüsüne dayanacaktır ve işçiler ve partimizin programını benimseyen aydınlar, öğrenciler, memurlar, esnaf ve sanatkârlar gibi orta tabaka mensupları, Kürdistan köylüsünün tabii yardımcıları ve müttefikleridirler.” denir.
Dr. Şivan’dan bahsedildiğinde, çağdaşlarında bulunmayan birkaç özelliğini zikr etmek gerekir. Bunlardan ilki Dr. Şivan’ın teorisyenliğidir. Bir kişiye aydın veya teorisyen diyebilmek için o kişinin kendi aklı ile düşündüğüne tanıklık etmek gerekir. Dünyanın bütününden haberdar olduğu ve ekollerin ustalarını bildiği doğrudur, fakat Dr. Şivan kendi aklı ile düşünür ve düşüncelerinin sonuçlarından korkmaz. “Kürt Ulusal Hareketleri” isimli kitabında dikkat çekici analizlerde bulunarak, klasik teori ile ayrışmıştır. Klasik teoriye göre devlet egemen sınıfın baskı aracıdır. Fakat Dr. Şivan Yakın ve Orta Doğu hatta Asya devletlerini merkezi otorite olarak değerlendirir ve o devletlerin sahiplerini de sivil asker bürokrasi olarak görür. Bu görüşü ileri sürmek, o dönemin atmosferinde bilimsel cesaret gerektirir.
Dr. Şivan’ın ikinci önemli özelliği, siyasetteki ciddiyeti ve iktidar perspektifine sahip olmasıdır. Güneye gittikten sonra, buraya yerleşir ve örgütünü kurar. Türkiye’de Kürtlerin sadece silahlı mücadele sonucu haklarını elde edebileceklerine inanır. Bu fikir doğrultusunda da çalışmalara başlar. Türk ordusu Kürdistan’a nasıl yerleşti sorusunu sorar ve bunun yanıtını aramaya koyulur. Parti kadrolarından bu yerleşim konusunda kendisine bilgiler göndermelerini ister. Görüldüğü gibi silahlı mücadelenin gerekliliğinden söz ettiği noktada, bunu hayata geçirmenin yöntemlerini bulmaya çalışıyor. Başlatacağı mücadelenin doğru ya da yanlış olmasından bağımsız olarak, bu tutum siyasi ciddiyetin bir göstergesidir.
Dârâ ve Ruken adında iki çocuk sahibi olan Dr. Sait Kırmızıtoprak’ın “Ezen ve Ezilen Milletler Sorunu”, “Memo Qol”, “Kürt Millet Hareketleri ve Irak’ta Kürdistan İhtilali”, Kamuran Bedirxan ile yazdığı “Zımanê Kurdî”/ (“Kürt Dili”), “Ferheng Kurdî û Tırkî” (J. Blau’nun Kurmançca-İngilizce-Fransızca sözlüğüdür. Dr. Şivan, birçok eklemeyle Türkçeye çevirmiştir.) ve “Cahş û Cahşîtî” adlı kitapları vardır.
Dr. Şivan (Dr. Sait Kırmızıtoprak) ve iki arkadaşı, Brusk (Hasan Yıkmış), Çeko (Hikmet Buluttekin); Sait Elçi, Mehemedê Bego ve Abdüllatif Savaş’ın öldürülmesi ile ilişkilendirilen bir komplo sonucu Gilala’da 26 Kasım 1971’de infaz edilirler...